Yeni bir çalışmaya göre, sezaryen doğumlarında annenin kan kaybetmesi riskinin olduğu, tıbbi bir neden olmaksızın sezaryen tercih edildiğinden anneler için olumsuz etkileri ve sonuçları, uzun süre hastanede yatış ve bebeğe bir faydası olmadığı belirlenmiştir.
Bu bulgular yalnızca ilk kez çocuk sahibi olan anne adayları için geçerlidir. Yüzde 20 oranında sezaryen olması planlanan doğumlar annelerin isteğiyle yüzde 34’e kadar çıkmıştır. Sezaryende ve sonrasında kadınlarda kanama görülebilir ve hastanede kontrol altında tutulurlar.
Yenidoğan bakım ünitelerinde bebekler gözlenirken annelerin riski daha fazladır. tıbbi bir neden olmaksızın sezaryenle doğum yapmak isteyen gebe kadınlardan her yıl yaklaşık 140’ının yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Normal yolla doğum yapan kadınlar kısa süre içinde kalkıp dolaşabilmelerine karşılık, sezaryenle doğum yapanlar karın ameliyatı geçirdiklerinden hemen beslenip su içemezler. Yara enfeksiyonu ve şiddetli ağrı gibi komplikasyonlar gelişebilir, bağırsaklara ve mesaneye yapışıklıklar, sonraki gebelikte plasentanın tutunmasıyla ilgili sorunlar görülebilir.
Anne açısından en önemli riskler; kanama, tansiyon yükselmesi ve mikrop bulaşmasına bağlı iltihaplanmadır. Doğum normal ilerlerken, meydana gelebilecek en ufak bir değişiklik bile ölümle sonuçlanmasa da anne için tehlike oluşturabilir. Bebek için ise en önemli tehlikeler; oksijensiz kalma, erken doğum ve mikrop bulaşmasıdır. Doktor önermedikçe ve gerekli görmedikçe sezaryenle doğumu tercih etmeyin. Bebeğinizi ve kendi sağlığınızı riske atmış olursunuz.
